Morfolojik Olarak Seçilmiş İntrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu (IMSI) Nedir?
IMSI özel olarak seçilmiş tek bir spermin yetişkin bir yumurtaya direkt olarak enjekte edilmesi (ICSI) işlemidir. IMSI yeni ve henüz araştırılmamış bir tekniktir. Spermlerin genellikle anormal şekilli baş kısımları ve kofulları (oyuklar) olmaktadır ve bu anormal spermlerin normal genetik özellikleri taşıyor olmasının daha az olası olduğuna inanılmaktadır. IMSI spermlerin anormalliklerini tespit etmek için etkili bir büyütme metodu kullanmakta ve en normal görünümlü spermi seçmektedir. Spermler yumurtalara nazaran çok küçük olduklarından özel bir büyütme cihazı gerekmektedir.
IMSI kimler için uygundur?
Bu yöntem şu erkekler için uygundur:
- düşük sperm hareketliliği olanlar
- düşük sperm kalitesi olanlar
- düşük sperm miktarı olanlar
- ameliyatla spermi kurtarılanlar
IMSI işlemine hangi adımlar dâhildir?
- Taze ya da dondurulmuş meni örneği bir embriyoloji uzmanı tarafından işlem günü hazırlanmaktadır.
- IMSI ve ICSI tekniklerinde uzman olan bir embriyoloji uzmanı mikroskop kullanmak suretiyle enjeksiyon için tek bir sperm seçer.
- ICSI tekniğinin bir rutini olarak yumurta alındıktan sonra yumurtalar yıkanmakta ve enjeksiyon için yeterince olgun olan yumurta seçilmektedir.
- İnce bir cam iğneyle sperm çekilmekte ve seçilen yumurtaya enjekte edilmektedir.
- Enjekte edilen yumurtalar bir gece boyunca bir inkübatör ve işaretli bir steril ortam içerisinde bekletilir.
IMSI riskleri nelerdir?
ICSI risklerinden ayrı olarak herhangi bir IMSI riski olup olmadığı bilinmemektedir.
ICSI riskleri nelerdir?
ICSI’yi müteakip ilk doğum 1992’de gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, bu teknoloji oldukça yenidir.
Bu işlem enjekte edilen yumurtaların yaklaşık %5 ila 10’unda yumurtalarda oluşan tedavi edilemez hasarlarla ilişkili olup söz konusu yumurtalar döllenmemektedir.
ICSI işlemi ile dünyaya gelen çocuklarda kromozom anormalliği oranı 1:100 olup anlık hamilelik sonucu dünyaya gelen çocuklarda bu oran 1:400’dür. Kromozom anormalliklerinin klinik görünümü değişkenlik göstermekle birlikte kısırlık ve azalmış zekâ gibi sorunları kapsamaktadır.
Bazı çalışmalar ICSI ile doğan çocuklarda genital anormallikler gibi bazı doğum kusurlarının oranının yüksek olduğunu göstermiştir. ICSI ile doğan çocukların en fazla %6’sında doğum kusuru görülmekte ve bu oran doğal yollardan doğan çocuklar için %3 olmaktadır. Söz konusu sorunlara sahip erkeklerin ICSI yöntemine daha çok ihtiyaç duymaları nedeniyle bu anormalliklerin genetik olarak belirlenip belirlenmediği ya da ICSI işleminin doğum kusurlarına neden olup olmadığı bilinmemektedir. ICSI ile çocukların %93’ü sağlıklı şekilde doğmaktadır.
ICSI IVF’den daha pahalı bir yöntemdir ve sadece gereken hâllerde IVF yerine kullanılmalıdır.