İnfertilite (kısırlık) nedir?
İnfertilite, üreme sistemi ile ilgili bir sağlık sorunudur. En az bir yıl içerisinde korunmasız düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebe kalınamaması durumuna infertilite (kısırlık) denir. Her 100 çiftten yaklaşık 10-15’inde infertilite görülmektedir.
Kısırlık testi nasıl yapılır?
Erkeklerde bu araştırma semen analizi ile yapılmaktadır. 3-7 günlük bir cinsel perhizi takiben alınan sperm örneği incelenerek sperm sayısı, hareketliliği ve yapısı hakkında bilgi edinilmektedir.
Kadınlarda yumurtlamanın varlığı adet düzeninden anlaşılabileceği gibi beklenen adetten 7 gün önce yapılacak kan testleri ile teyit edilebilir. Yumurta kalitesinin değerlendirilmesi için adetin 2 ila 5. günleri arasında FSH, LH, östrojen ve AMH düzeylerine kan testi ile bakılmaktadır.
Fallop tüplerinin açık ya da kapalı olması HSG olarak adlandırılan bir röntgen filmi ile kontrol edilebileceği gibi bazı durumlarda bu laparoskopi ile karın içinin teleskopik-kamera ile görüntülenmesini de gerektirebilir.
Genetik hastalıklar kısırlığa neden olur mu?
Cinsiyet kromozomlarındaki bozukluklar kısırlığa sebep olmaktadır. Kadınlarda X kromozomu kaybı yumurtalıkların fonksiyon görememesine ve dolayısıyla kısırlığa yol açmaktadır. Aynı şekilde erkeklerde Y kromozomundaki bozukluklar azospermi veya sperm sayı azlığına yol açarak kısırlık sebebi olabilmektedir. Bunun haricinde otozomal kromozomlarda oluşan genetik kusurlar da çiftlerde tekrarlayan düşüklere ve kısırlığa yol açmaktadır.
İlk başvurulacak tedavi yöntemi tüp bebek tedavisi midir?
İnfertilite tedavisi için birçok güvenli ve etkili tedavi yöntemi bulunmaktadır. Genellikle erkek nedenli veya nedeni açıklanamayan kısırlık durumlarında tüp bebekten önce aşılama tedavisi denenebilir. Bu tedavi yönteminde kadının yumurtalığı uyarılarak yumurta çatlatılır. Erkeğin spermleri yıkanarak en iyileri seçilir ve rahme transfer edilir. Kadının yumurta hücrelerinde bir azalma varsa veya kadının tüplerinde bir sorun varsa aşılama tedavisi önerilmez.
Tüp bebek (In-vitro fertilizasyon) tedavisine ne zaman karar verilmelidir?
Kadınlarda 35 yaşından küçük olduğu durumlarda 1 yıl boyunca, 35 yaşından büyük olduğu durumlarda ise 6 ay boyunca korunmasız düzenli cinsel ilişkiye girilmesine rağmen gebelik oluşmamışsa doktora başvurulmalıdır.
Tüp bebek tedavisi ne kadar sürer?
Tüp bebek tedavisi; yumurta gelişimi, yumurtaların toplanması, embriyo gelişimi ve embriyo transferi aşamalarından oluşan bir süreçtir. Kadının adetinin 2. günü tedaviye başlanır. Yumurta gelişimi süresince hastanın, kan tahlili ve ultrasonografi incelemesi yapılır. Bu süreç ortalama 9-12 gün sürer. Bu sürenin sonunda yumurtalar belli olgunluğa erişince çatlatma iğnesi verilir ve 2 gün sonrasında yumurta toplama işlemi yapılır. Yumurta toplandığı gün erkekten sperm alınır ve döllenme işlemi gerçekleştirilir. Gelişen embriyolar kalite ve sayısına göre değerlendirilerek 2-6 gün sonra transfer edilirler.
Yumurta toplama işlemi ne kadar sürer?
Yumurta toplama işlemi genel veya lokal anestezi altında yapılmaktadır. Yaklaşık 5-10 dakika süren işlemde, yumurtalıklardaki folikül sıvıları ultrasonografi probuna ilave edilmiş bir iğne yardımıyla toplanır ve bu folikül içindeki yumurtalar mikroskop altında ayıklanır. Ciddi bir ağrıya yol açmayan ve tekrarlanabilen bir işlemdir.
Yumurtalık dondurma işlemi kimlere önerilir?
Olgun bir yumurtanın (oositin) dondurularak saklanması kanser tedavisi gören veya erken menopoz nedeniyle doğurganlığı tehdit altında olan kadınlar için uygulanabilen bir yöntemdir. Ayrıca üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine neden olacak bir operasyon geçirecek hastalarda (yumurtalıkların ameliyatla alınması, çikolata kisti ameliyatı vb.) ve yumurtalık rezervinde azalma tespit edilmiş hastalarda da yumurtalık dondurma işlemi uygulanabilmektedir. Dondurulmuş bir yumurta, gebelik planlandığında tüp bebek işlemi için çözülerek laboratuvar ortamında sperm ile birleştirilebilir ve rahme yerleştirilir.
Dondurulmuş embriyo transferlerinden sonra gebelik oranları azalır mı?
Dondurulmuş embriyo transferi ile taze transfer arasında gebelik oranı açısından bir fark bulunmamaktadır. Hatta gelişmiş embriyoloji laboratuvarına sahip ve dondurma-çözme işlemlerinin iyi uygulandığı bir merkezde yapılan dondurulmuş embriyo transferinde, taze transferlere oranla daha yüksek gebelik oranı elde edilebilir.
Tüplerin tıkalı olması gebe kalmaya engel olur mu? Tüplerdeki tıkanıklık tüp bebek başarısını azaltır mı?
Tüplerdeki enfeksiyonlar tıkanmaya yol açarak kadınlarda kısırlığa neden olabilmektedir. Enfeksiyonlar rahim içi araç uygulaması, cinsel ilişki, düşük, kürtaj ve doğum sonrası, cinsel yolla bulaşma gibi durumlarla tüplere yerleşebilir. Tüplerdeki tıkanmalar normal yolla gebeliğe engel olabilir. Tüp bebek tedavisinde döllenme işlemi dışarıda gerçekleştiği için gebelik şansını tüplerin tıkalı olması değiştirmez.
Tüp bebek denemeleri arasında ne kadar süre olmalıdır? Kaç kez denenebilir?
İlk tüp bebek denemesi sonrası BetaHCG sonucu negatif gelmişse kadının adet görmesi beklenir. Bir sonraki adet sonrası 1 ay ara verilip sonraki görülen adette tekrar tedaviye başlanabilir. Tüp bebek tedavilerinin genelde 5 deneme sonrası gebelik oranlarının daha fazla yükselmediği düşünülür.
Tüp bebek tedavisi için yaş sınırı var mıdır?
40 yaşından sonra gebelik oranları azalmakla birlikte yumurtası olan her kadın tüp bebek tedavisi olabilir. 45 yaşından sonra ise yumurta olsa bile gebelik oranları %1-%5 civarındadır. Yaş ilerledikçe gebelik şansı azalmaktadır.
Tüp bebekte başarıyı etkileyen faktörler nelerdir?
Kadının yaşı, yumurta rezervi ve kalitesi, stresten uzak durmak, kilo alımını kontrol altında tutmak, yapısal bazı sorunların varlığı (miyom, uterus anomalileri gibi), sperm sayı ve kalitesi, sigara ve alkol kullanımı, rahim iç zarının embriyonun tutunmasına yetecek kalınlıkta ve yapıda olmaması, çiftin genetik problemleri gibi etmenler tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörlerdir.
Tüp bebek tedavisinde kullanılan hormon ilaçları kanser riskini artırır mı?
Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların kanser riskini arttırdığına dair bir kanıt yoktur. Bu konuda birçok araştırma yapılmıştır ve bu ilaçlarla yumurtalık, rahim ve meme kanseri arasında direkt bir ilişki gösterilmemiştir.